"Ardahan'da dondurucu Sibirya soğukları, Ardahan'da kar esareti, Ardahan buz kesti " gibi daha nice iç karartıcı haberler her yıl tekrar tekrar ısıtılıp ısıtılıp yayına konuluyor. Yahu Allah'tan korkun bu memlekete yazıktır. yapmayın, etmeyin gazetecilik bu değildir.
Kaldı ki hakiki gazeteciler kimsenin görmediğini, fark etmediğini gören, analiz edendir. Elindeki en kötü malzemede bile harikalar yaratandır. Ancak bazı meslektaşlarım maalesef ellerindeki en iyi malzemeyle bile kötü bir haber yapmayı en iyi becerdikleri konuların başında geliyor.
Ardahan bana göre dünya şehirleri arasında harika bir şehir. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Tıpkı Mecnun’a “Leyla çirkin bir kız sen onun neyine aşık oldun” diyen birine Mecnun’un, “ Birde sen onu benim gözümde görsen böyle konuşmazsın.” demesi gibi.
Dünyanı en güzel şehrini sevmezseniz orası dünyanın en güzel yeri olabilir mi? Olmaz tabi ki,
Peki sizce Ardahan karda kar edebilir mi?
Eder hem de nasıl eder, projelerle, akıl ile, bilgiyle, fen ile, vizyonlu ve donanımlı insanların bir araya gelerek el birliğiyle gövdesini ortaya koyarak memleketi ayağa kaldırabilirler.
Ancak gazetecisi gazeteci değilse, siyasetçisi siyasetçi değilse, bürokratı, bürokrat değilse, çiftçisi çiftçi değilse, esnafı esnaf değilse her mevsim bahar olsa ne yazar, zihniyet değişmedikçe. Her kes kendi işini iyi yapmıyorsa, kendi işinin dışında her iş yapıyorsa dünyanın en güzel yerinde yaşasan bile ne işe yarar ki!
Bağdat Berlin’de ne kadar güzel ve kadim bir kent olsada Bağdatlı Berlin ‘de yaşamak için can veriyorsa suçun ne kadarı Bağdat ‘ın olabilir ki!
Her şey insan çocuğunun elinde işleyerek hayata can verir. Bir yeri cennete çevirmekte, cehenem yapmakta insan evladının elinde.
Ben bunları kime anlatıyorum çoğunluğun beni anlayamayacağınıda biliyorum fakat yine de içimi döküyorum işte.
Hiç düzelir mi bu kötü gidişat, tabii ki düzelmez suçu kara, tipiye, buza atanlar düzelmedikçe.