Bir gün ashabından biri Peygamber efendimize çok hasta olduğunu ve son günlerini yaşadığını söyleyerek bu kısa zaman dilimini nasıl hayırlı şekilde geçirebilirim diye sorar. Peygamber efendimiz “son nefesini verene kadar kitap oku “ der. Yani bilimle uğraş.
Ancak tarih boyunca ne yazık ki bu mesajı genelde müslümanlar değilde gayri müslimler almış.
Fransız Kimyacı Lavoisier ‘de işte bunlardan biri son nefesine kadar bilimle uğraşmış. Bu dünyada boşuna yaşamadığını kanıtlamış biri. Son nefesini verirken bile gelecek nesillere büyük bir buluş bırakmış.
Lavoisier, bizim bazı sözde Prof. larımız gibi kendilerini eleştirenlere kin kusmamış, hata kendisini ölüme mahküm edenlerin o düşük seviyelerine İnmemiş. Örnek davranışı ve kalitesiyle ile insanlığa büyük bir miras bırakmış.
Çünkü insanı diğer canlılardan ayıran tek şeyin ego değil akıl olduğunu bunun da sadece insan oğlunda olduğunu bu özeliğiyle insanın farklı bir canlı türü ve Allah’a en yakın olduğunu kanıtlamış.
İşte Fransız Kimyacı Lavoisier 51 yaşında iken,
mahkeme giyotinle ölüme mahkum eder. Boynunun
vurulmasını beklerken kitap okumaktadır. Cellat, onu giyotine götürmek için yanına geldiğinde Lavoisier, nerede kaldığını unutmamak için kitabın arasına bir "kitap ayracı" koymuştur.
Lavoisier, giyotine giderken Matematikçi arkadaşı
Langrange'i yanına çağırır:
"Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak. Eğer iki kere göz kırparsam, insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmekte demektir." der .
Kafası giyotinle kesilir, sepete düşer ve gülerek iki kere göz kırpar.
Matematikçi Langrange diyor ki;
- "Lavoisier'in son saniyedeki ispat arayışı,bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir.
İnsanları duyduklarına inanmayı değil düşünmeye davet ediyorum...
Unutmayın ki yeri geldiğinde fakirlikte bir servetir. Kendini ilme verdiğiniz sürece...