Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez Ardahan bu kadar güçlü destekler alıyor. Sağlıktan tarıma, hayvancılıktan altyapıya kadar devletin neredeyse tüm imkânları, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla bölgeye aktarılıyor. Bu, azımsanacak bir şey değil. Doğu illeri yıllardır beklediği ilgiyi nihayet görüyor. Peki bu kadar destek nereye gidiyor? Asıl sorumuz bu.
Evet, Ardahan Devlet Hastanesi’nde birçok branşta doktor var. Evet, gerekli tıbbi cihazlar, teknolojik donanımlar sağlanmış. Ancak bir hastanın biraz ciddi bir şikâyeti olduğunda hâlâ Erzurum’a sevk ediliyorsa, burada bir çarpıklık vardır. Vatandaş bunu görüyor. Görmekle kalmıyor, yaşıyor. Yaşamakla kalmıyor, tepkisini dile getiriyor.
Peki bu tepkinin muhatabı kim?
Ardahan İl Sağlık Müdürü İshak Askeroğlu, kamuoyunun doğrudan hedefinde. Vatandaşın şikâyeti net: “Koordinasyonu sağlayamıyor.” Kendi personeline söz geçiremeyen bir müdürlük yapısından bahsediliyor. Başhekimler Müdür’ü dinlemiyor. Herkes kendi kafasına göre hareket ediyor. Bu karmaşanın faturası ise vatandaşa çıkıyor. Ambulans bulamayan, uzman doktora ulaşamayan, ilacını aldıramayan, şehir şehir sevklerle sürünen insanlar…
Bu tabloyu hak ediyor muyuz?
Devlet, bu topraklara ilk kez bu denli güçlü şekilde el uzatmışken, bu iyi niyeti ve bu fırsatı heba etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Eğer Sayın Müdür görevini layıkıyla yerine getiremiyorsa, bunu kendisinin fark edip gereğini yapması beklenir. Bu görev ya tam yapılır ya da bırakılır. Aynı şey başhekimler için de geçerli. Devlet makamları “idare edilmek” için değil, halk için “hizmet üretmek” için vardır. Kişisel hesaplarla, küçük iktidar oyunlarıyla koskoca bir ilin sağlığı ipotek altına alınamaz.
Tarım ve Orman Müdürlüklerinde de durum farklı değil. Hayvancılık ve tarım konusunda muazzam teşvikler sağlanıyor. TKDK, DAP, Tarım Bakanlığı kaynak akıtıyor. Ama sahaya bakıyorsunuz, bu yatırımların yönü belli değil. Müdürlerin halkla bağı zayıf. Çiftçi, köylü, üretici dertli ama dinleyen yok. Vatandaş bu makamların artık tıkanmış olduğunu düşünüyor ve yüksek sesle “değişim” istiyor.
Ardahan gelişmek zorunda. Gençlerimizin burada kalması için üretim, sağlık, eğitim ayaklarının sağlam olması şart. Devletin açtığı bu yeni sayfa, birkaç bürokratın basiretsizliğiyle karalanmamalı. Yerel yöneticiler, bulundukları makamların hakkını vermeli. Vermiyorlarsa, onurluca çekilmeliler.
Bu topraklar, lafı değil icraatı hak ediyor. Ve bu halk, ilk kez büyük bir liderin hizalanmış ve umutlanmışken, bu umudu boşa çıkartmak kimsenin hakkı değil. Bürokratların kendilerine tahsis edilen makamların halka hizmet etmek amacıyla verildiğini unutmamaları dileğiyle. Hayırlı cumalar dilerim.