15 Mayıs sabahı cuma namazına gitmeye hazırlanacağımız bir hafta mı yoksa baharın müjdecisi 1 Mayıs'ı hatırlayıp, anacağımız bir gün mü diye merak ederken, Erdoğan’ın tehditvari 15 Temmuz'u hatırlattığını görüyoruz.. Hem de hiç sevmediği ama engel de olamadığı twitter’da...
Bugüne kadar verilen sözlerin yerine getirilmediği başta dil sorunu olmak üzere bir çok hakkını alamadığından, yakındığından dolayı, sistemin çarkları arasında sürekli ezilen, darbelerle asıl darbeyi yiyen Kürtlerin büyük bölümünün karşı çıkıp, ilk tepkilerini gösterdikleri 15 Temmuz'u aba altında sopa olarak gösteren Erdoğan sanıyor ki, 14 Mayısta da Kürtler yanımda.. Halbuki değil.
Ve bu kez AK Parti değil, AK Parti gitsin diye karşı gruptalar.
21 yıllık iktidarının büyük bölümünü Kürtlere borçlu olan aynı Erdoğan ve sistemin reddettiği bu baş belası Kürtler, sanırım yüz yıllar olduğu gibi bu seçimde de Türklerle kardeş olup baskıya, zulme, kayyuma, hak, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı sadece oylarıyla cevap verecekler gibi..
Bu arada ayakkabı numaralarına kadar tanınmış, bitmiş tükenmiş denenlerinde rol oynadığı 14 Mayıs seçimleri öncesi ülke siyasetine yön veren bu baş belası Kürtler hiç rahat bırakmazlar mı demokrasi adı altında 'seçildik..." diyen ama seçilmenin, seçimin, demokrasinin ne olduğunu bilmeyip sadece kendilerine yontanlara rahatlık vermezler ki.. Kısacası aralarında Ardahan Posof, Türkgözü (Badele) ve Çıldır Aktaş gümrük kapılarının da aralarında olduğu Gürcistan sınırlarından geçip, Türkiye'ye geldikleri ve Kılıçdaroğlu’na suikast düzenleyecekleri iddia edilen katillerin ülkeye girdiği ileri sürülen şu günlerde, Kürtler gibi Türkleri de korkutma hesaplarının da tutmayacağı ve kimsenin gerek 15 Temmuz'un yeni bir provasında, gerek Ülkücü Sinan'ı sıkan kiralık katillerin suikastlarından korkmayacağını ve Erzurum'da atılan taşların yerine Ardahan’da ki 2015 seçimlerindeki gibi oylarını gül yapıp, ülkeye baharı getirecekleri alenen görünmekte.. Baharın baş gülü de Kürt çiçeği gulasor olacaktır.