AK Parti haberlerini cumhurbaşkanından başlayıp, neredeyse mahalle başkanına kadar veren TRT'de izlediğim bir haber dikkatimi çekiyor. O burada 20 yıldır iktidarda bulunan ve TRT başta omak üzere birçok basın kuruluşunu havuza attığı iddia edilen AK Parti'nin güzel taraflarını verip, muhalefetin eksikliklerini, kurulmuş tuzak olduğu alenen görünen,seccadeye basılması gibi olaylarını veren, haberi TRT'de izledim.
Efendim İYİ Parti Milletvekili Aday Adayı belirlemesi öncesi yapılan temayül oylamasında kentteki İYİ Partililer arasında kavga çıktı. CHP liderinin tamamen bir komplo, kaza olan özrünü değil, seccadeye bastı haberi gibi süslenip, püslenerek veren aynı TRT, MHP'nin de aynı durumları yaşadığını bile görmezden gelirken, iktidarın yerine muhalefete yükleniyordu.
Evet, TRT'nin bu haberini izlerken dün, Gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz ile TEMPO TV de aynı gün gerçekleştiridğimiz iki canlı yayınımızda da benzer konuları tartışıyor, yaklaşan seçimleri masaya yatırıyor,iktidarın nasıl olup değişeceği konusunda fikir alışverişinde bulunurken bir konuğumun ilginç bir tespiti oldu.
Yazımın başlığı oması gerektiğini belittiğim o tespitin bugünlerde siyasetin cenaze merasimlerinde bir hayli hareketli olduğunu ve 'CENAZE SİYASETİ' başlığına layık gelişmelerin olduğunu bana anlatan konuğumla konuşurken arada aradığım bir partinin İlçe Başkanının telefonumu açar açmaz yolda olduğunu ve falan köydeki cenazeye gittiklerini anlatması da adeta tesdüf oluyor, beni ve konuğumu güldürürken düşündürüyordu.
Çünkü aynı ilçe başkanına telefonlarını sorduğum aday adaylarının çoğunu kendisi gibi ilçe örgütleri gibi kentin de tanımadığını söylüyordu.
Evet, yine aynı konuğumun menşeisinin bende olduğunu hatırlattığı 'Çantacı aday'ların da bir hayli tartışıldığı günümüzde, cenazelere giden siyasilerin amacının cenaze sahiplerinin acılarını paylaşmaktansa orda olduğunu ve oraya gelenlerle birlikte çeper dibinde gülerek, hatta zaman zaman da kahkahalar atarak, siyasi gelişmeler konusunda sohbet edip, kakari,kukurisini yaparak ayrılırken kenti bilmediği için bağlı olduğu partisine giderken kaybolduğunu da söylüyordu.
Dost ve arkadaşlardan gelen kutlamalarla yeni bir yaşa daha girdin dedirten bu gelişmeleri izleyen ve 03.04.1969'lu olarak 35 yıla dayanan gazetecilik mesleğim esnasında sıkça ele alıp, işlediğim ve menşeisinin bende olduğu söylenen 'Çantacı aday' konusunda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anlıyordum.
Ancak buradaki suçlunun sadece kurtaracaklarını idida ettikleri memleketin aday adayları değil, partilerin genel merkezlerindeki Genel Başkan, Başkan Yardımcıları, MHK, PM, üyeleri dahası Belediye Başkanları, Yerel Meclis Üyeleri hatta partinin, vekilin sekreterinlerden yetmedi çaycılardan ve en son TBMM berberlerinden sıranın kimseye gelmediği ve her seçim öncesi tartışılan ama seçimlerden hemen sonra unutulan SİYASİ PARTİLER KANUNUNUN DA olduğunu unutmayalım kurtaracaklarını iddia ettikleri kenti tanıyan milletvekili adaylarının arandığı şu günlerde..