Sevgili dost..
Öncelikle, er, geç sizin de konuk olmanızı umduğum ve TEMPO TV’de birlikte canlı olarak sunduğumuz, ‘Gazetecilerle Gündem’ adlı programın hazırlayıcısı, sunucusu yani partnerim Gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz’ın 5 Ekim Pazar 2025 tarihinde İstanbul Aydos’ta Saklı Bahçe de gerçekleştireceğimiz kır düğünüyle Alperen Damgacı ile dünya evine gireceği düğünümüzün haberini vermek için seni önce telefonla bizzat aradığımı ve WhatsApp başta olmak üzere tüm sanal ortamlardan birinde düğün davetiyenizi ve düğünümüz yapacağımız alanın konumunu attığımı bir kez daha hatırlatmak isterim.
Sevgili dost..
36 yıllık gazetecilik hayatımda gazetecilik mesleğimi, kariyerimi yada maddi çıkar uğruna kendime özel bir gün, bir toplantı, bir gece, bir etkinlik yapmayan ve önce daha güzel bir memleket, bir ülke, tüm halkım ve dünya ilkesi ile hareket eden bir gazeteci olarak seni ve aileni bu mutlu günümüze davetimden önce seninle yaptığım telefon görüşmemde olduğu gibi diğer üç dostu da düğünümüze davet etmek için kendileri ile yaptığım telefon aramalarım da yaşadığım olayı, anıyı, anlatarak, bugünkü yazıma başlamak isterim..
Yani mutlu ve üzücü günlerde birbirimizi aramaktansa zaman zaman birbirimizi arayıp, sesimizi duymamız gerektiğini bana hatırlatan üç telefon görüşmemi ve sonrasında yaşadığım duygularımı da sana da anlatmak isterim.
Evet, seni arayıp, Gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz’ın düğününe davet ettiğim gibi meslektaşım üç arkadaşımı da aramış onları da davet etmek isterken, yaşadığım şoku, utanmayı, mahcubiyetimi bu satırlarımda his edip, anlamanı isterim.
Çünkü seni aradığım gibi aradığım arkadaşlarımın ikisinin çoktan hayata göz yumduklarını, birisinin de abisinin bizimde er, geç gideceğimiz yere gittiklerini öğrenirken şu kurtarmayı düşündüğümüz ama bir türlü kurtaramadığımız denen vefasız dünyanın keşmekeşi içinde birbirimizi arayıp, sormadığımızı, iyimi, kötümü diye düşünmeyip, unuttuğumuzu ve başta biz haberci gazeteciler olmak üzere hepimizin birbirimizden habersiz olduğumuzun şoku, utanmayı, mahcubiyetimi yaşıyordum.
Ve önce benim gibi Gazeteciler Cemiyeti Başkanı da olan Artvinli meslektaşım ardından Doğu Beyazıt Gazetesi sahibi meslektaşın günler değil, aylar öncesi kayıp ettiğimizi, Ardahanlı yakın bir dostun abisinin açık olan telefonlarını aradığımda bende olan telefonlarına çıkan yakınlarından bu iki dostun, meslektaşın ve diğer arkadaşımın abisinin şu ‘boş’ denen dünyada beklenmedik bir anda çekip, gittiklerini öğrenirken biz insanların birbirine ne kadar ciddi samimi olduğunu, dost görünüp, bilerek, bilmeyerek yada yoğunluktan, aklımızı başımızda alan hayatın zorluklarından unuttuğunu bir kez daha anlıyor, mahcup olup, utanıyordum..
Evet..
Sevgili dost, arkadaş, akraba..
‘5 Ekim’de Düğünümüz var..’ diyerek senin de aralarında olduğun dost arkadaş, akrabayı düğünümüze davet için telefonla bizzat ararken iki yakın gazeteci meslektaşını, bir dostun abisini kayıp ettiğimi öğrenmenin hüznü ve mahcubiyetiyle seni aradığımı bilmeni isterim..
Ve seni olduğu gibi diğer dostlarımı da telefonla tek tek ararken, düğün davetiyemizi kendilerine elden, sanaldan yollarken ve bu yazıyı yazarken hayatın gerçeği dolaysıyla yaşadığı, yaşamaya devam ettiği ve er geç hepimizin yaşayacağı, yaşadığı O son dolaysıyla şu an hayatta olmayan, çekip, giden tüm sevdiklerimizin bize yaşattığı acı gününde yukarıda anlatmaya çalıştığım istenmeyen ana olan keşme keşlikler dolaysıyla yanında olamadığım için gecikmeli de olsa Allah’tan rahmet, sana ve tüm ailene sabırlar dilerim..
Ve ben başta olmak üzere dost bildiklerinin unuttuğu, gelmediği, aramadığı geride kalan mutlu anlarının devamını, gelecekte yaşayacağın güzellikler de birlikte olma umuduyla seni, aileni, çevreni 5 Ekim’de, İstanbul Aydos’ta, akşam 19.00’da başlayacak olan ve Gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz’ın dünya evine gireceği düğünümüze bir kez de buraya kadar okuduğunu umduğum bu yazım ile davet ediyorum..
Sevgili dost..
Bahsi geçen 5 Ekim’de müsaitsen ve bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmama adına düğünümüze gelebilirsen şeref duyacağımı, gelemezsen de duyduğum güzel sesinle, bu yazımla bir kez daha his ettiğim dostluğumu his etmeni ve senin de arada da olsa başta beni, dost, eş, arkadaşı aramanı, sormanı ve iyi günde, tatlı günde, acı günde unutmamanı ve benim gibi mahcup olmaman umuduyla hayırlı bir cuma ve hayat diyerek saygılar sunarım..
Ardahan Gazeteciler Cemiyet ve
Ardahan İş İnsanları ve Sanayiciler Dernek Başkanı
Fakir Yılmaz/Gazeteci
