Kent uzlaşması ile bir çok Ardahanlının da yaşadığı Esenyurt'ta belediye başkanı seçilen ama önce gözaltına alınıp, mahkemeye çıkarılmadan yerine kayyum atandığı ve aynı gün tutuklanan Prof. Dr. Ahmet Özer'in görevden el çektirilmesine karşı sönük bir tepki göstermekle eleştirilen ulusalcı CHP'nin gözaltına alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat için Esenyurt'un tam tersi bir tepki ile tüm belediye başkanlarının birlikte ortaya koyduğu tepkinin farkını izlerken geriye doğru gidiyor ve bugün hala sorun denen 'Kürt' ve 'Kürtler' konusuna bakmak istiyorum.
Çünkü bugün DEM adını alan HDP ile arka kapılarda görüşüp, ön kapıda birlikte bir fotoğraf çektirmekten ve Kürt' kelimesini ağzına almaktan çekinen Kürt ve Alevi olan CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun unutulduğu, Suriye'de yaşanan gelişmeler ardından Kürtlerin dilini, kimliğini inkar eden Alevi ağırlıklı yönetimin diğer retçiler gibi çekip, gitmesi ardından bir nevi uluslararası konuma gelen 'Kürtler' kelimesinin geçtiği her açıklamayı, her söylemi bastırma çabası da sürüyor.
Önümüzdeki haftanın birinci günü ikinci kez resmen Oval ofisine geçecek olan Trump'un tehditkâr mesajının da akıllarda olduğu bir sırada Erdoğan'ın Trum'un ve yeni yönetiminin yaptıkları, söyledikleri her mesajının içinde geçen 'Kürt' ve 'Kürtler' kelimesini dillendirmemesi için çaba gösterdiğini de görürken aynı Trump'un Gazze'de ki çatışmaları durdurmasını kendi zaferleri olarak angaje peşinde olduğunu da izlemekteyiz.
Evet, Ardahan'ın Beşiktaş köyünden çıkıp, Marsilya'ya uzanan yoldan gelip, Yılmaz Yılmaz dedirten babaannemin köylüsü, soydaşım iş insanı denen Ardahanlı ve tüm Kürtlerin CHP'nin ve ona destek verenlerin samimiyetini görüyorlar mı bilmem ama bu ülkede diğer bir sorun kendi sorununun farkına varmayıp, başkalarının omuzlarına binmesine izin verenler olduğunu da düşünüyordu, Hakkari'de başlayıp, İstanbul Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti, Tunceli, Ovacık, Mersin Akdeniz kayyumlarını ve son olarak İstanbul Beşiktaş'a da kayyum operasyonuna kadar uzanan yolun meslektaşım Gazeteci İsmail Saymaz'ın iddia ettiği gibi İBB'ye tünel olup, olmayacağını hep birlikte göreceğiz.
Ha unutmadan kazındığı ileri sürülen tünelin kendisine yaklaştığını hissesip, ‘Buradan beni istemeyene, hayatı bana dar etmeye çalışana meydan okuyorum. İBB’ye ve bana ulaşmak ise hedefiniz benim yol arkadaşlarıma ve ailelerine çile çektirmenize, bahaneler yaratmanıza gerek yok. İşte siyasi yasak davam orda duruyor, İstinaf Mahkemesi’nde. Madem hedefiniz benim, Mert olun, onayın benim cezamı ama arkadaşlarımızı rahat bırakın.’ diyen İmamoğlu içinde bugün olmazsa yarın kesin Saraçhane'de toplanacaklarını düşündüğüm CHP'lilerin Kaftancıoğlu'ndan sonra Kılıçdaroğlu'nu şimdi de İmamoğlu'nu yolcu etmeye hazır olduklarını da ve bunu da 'Biz değil, o yaptı' diyerek yani Erdoğan'ı tahrik ederek yapmaya uğraştıklarını da bu yönde ele aldığım onca yazımda olduğu gibi bugünkü yazımda anlatamazsam da bekleyin görün derim..