Evet bu pazar yeniden başına gideceğimiz sandıklarda, nasıl bir sonuç çıkacağını anlatan aşağıdaki yazı aslında, sonucun ne olacağını da anlatır gibi..
Bilmem ama sizde okursanız sizin de benim gibi bir algıya ulaşacağınız gibi..
İşte o yazı ve sonucu…
Ben pazarlama iletişimi sektöründeyim, konuya siyasetten bağımsız tamamen "mesleki" gözle bakıyorum. Yani işim hem "pazarlama" hem de "iletişim". Tam olarak siyasetin iki temeli; O yüzden yazdıklarımı siyasetten bağımsız okuyun lütfen. Organizasyon yapıları olarak bu partileri biraz analiz edelim:
BU PARTİLERİN VE ADAYLARIN KÜLTÜR FARKI..
1-CHP bürokrat ve memurlardan oluşan bir parti aslında çoğunluk olarak. AK Parti ise ağırlıklı tüccar kökenli insanlarla dolu.
Bu neden önemli? Bürokrat süreç odaklıdır, tüccar sonuç odaklı. Dün akşam gördük AK Parti basın açıklamasında sonuç konuşurken CHP hala "ama ıslak imzalı tutanaklar vs" diyordu. bürokrat için süreç doğru olsun yeter.
2-İktidar esnaf ve tüccar dedik. Tüccar sokağa çarşıya daha çok temas ediyor. İnsanlarla daha fazla iletişimde. Çarşı dediğin herkesin buluşma noktası. Bürokrasi ise herkesin kaçtığı sokağa uzak yer.
3-İktidardakilerin birçoğu esnaf oldukları için büyük şirketlerin bayiliklerini yaptıkları için onların organizasyon modeline çok aşina. Yani t
Türkiye'de mesela Unilever, Ülker, coca-cola, P&G gibi şirketlerin inanılmaz bir dağıtım ağları var. Çok organizeler. Haliyle "örgütlenme" konusunda ne yapılması gerektiğini daha iyi biliyorlar.
Bu 3 konu partilerin iş yapma kültürlerinin temelini oluşturuyor.
İŞ YAPMA VE ÖRGÜTLENME:
1-Tam olarak yukardaki sebeplerden AK Parti'nin parti organizasyonu oldukça iyi tasarlanmış. Yani aynı bir süpermarket zinciri gibi, birçok mahallede sokakta nokta atışı temsilcilikleri var. Her partinin var elbette, ama bunlar çok aktifler.
2-Eğer Ülker gibi bir markanın bayiliğini yaptıysanız, bu markaların şunu yaptırdığını görürsünüz, her hafta her saniye anketler, tüketici analizleri vb bir şirket kültürüdür. Hafta hafta satışlar ne düzeyde takip ederler.
Türkiye'ye bu düzenli seçim istatistiği kültürü, AK Parti ile aşırı önemli bir noktaya geldi. Çünkü her hafta nerdeyse sokak araştırması yapıyorlar.
3-AK Parti gençlik kolları çok aktif. Ama iş bulma umuduyla, ama network için bir sürü genç burada takılıyor. Ve bu biraz "biatçı" kültürden de olabilir AK Parti’nin "bizim bir davamız var" söyleminden de olabilir, bu gençler çok aktif bir şekilde söylenen her şeyi yapıyorlar. Şurada oy say diyorlar adam oradan ayrıl talimatı gelene kadar orası oy sayıyor. Birçoğunun da işi gücü olmadığı için saatlerce takılıyor burada. CHP gençlik kolları genelde daha varlıklı ailelerin, zaten CHP’de aktif olan ailelerin gelecekte milletvekili olurum diyen çocuklarından oluşuyor. Arada da öğrenciler var. Yani herkesin kendi ajandası var CHP’de ve parti hep 2. planda.
4-AKP kurulduğu günden beri veriye çok önem veriyor. CHP daha çok sezgileriyle hareket ediyordu. Son 2-3 seçimdir verinin önemini kavradı. Şöyle AKP anket yaptırıyor, insanlar neler konuşuyorsa o konuları gündem ediyor. CHP ise tahmin ediyordu bunu daha çok. Onu da kendi sınırlı çevrelerine bakarak yapıyorlardı. Yeni yeni bu işlere giriştiler.
5-AKP verimliliği çok önemsiyor. Çalışmayan teşkilatları hemen değiştiriyor, oy potansiyeli olan yerlere daha çok yatırım yapıyor, oy potansiyeli olmayan yerlere seçim yatırımını minimumda tutuyor. CHP bu konuda duygusal. Herkesi kucaklayacağız psikolojisiyle. Mesela AK Parti Kadıköy'de de seçim çalışması yapıyor tabii. Ama buradan çok oy devşiremeyeceğinin farkında. O yüzden buraya harcayacağı eforu ortada olan yerlerde mesela Ümraniye, Üsküdar gibi yerlerde oyunu %10 daha artırmak için harcıyor. CHP sonuç alamayacağını bildiği yerlerden de bir umut diye çaba harcıyor. Çoğu zaman boşa gidiyor bu.
6-AKP örgütleri daha aktif ve genç. CHP örgütleri daha yavaş ve yaşlı. Çünkü AK Parti örgütlerinde görev alanların zaten dünyaları orası. Sosyal ortamları vb... orada. Gençler mahallede boş boş oturacağımıza partide takılalım diyor. Ev hanımları evde oturacağına partide çalışıyor. Özellikle genç kadınlar için büyük fırsat çünkü sosyal ortam sunuyor, konferanslara katılıyorlar vb. CHP kitlesinin hayatta başka öncelikleri var. Parti 2. planda. Özellikle gençlerin hiç partiye ayıracak vakti ve enerjisi yok bir çıkarı yoksa. Para, çevre, milletvekilliği vs. Bunun dışında emekli memur, bankacı vb. insanlar genelde CHP örgütlerinde çalışıyor. onlar da çok aktif olamıyor.
SEÇİM VAATLERİ-SEÇMEN PROFİLİ..
1-Burası en karışık kısım. Ama şöyle diyelim AK Parti seçmenlerini çok iyi tanıyor. Hatta CHP seçmenini de çok iyi tanıyor. Bu da hep çok veri toplamalarından ve iyi analiz etmelerinde. Kendi kitlesine tam olarak duymak istedikleri şeyi söylüyor. CHP ise kendi seçmenleri ve AK Parti seçmenleriyle ilgili bir stereotip oluşturuyor. Kendi yazdığı senaryoya göre içerik üretiyor. Özellikle AKP seçmenine hiç ilgi çekmeyeceği vaatlerle gidiyor. Ama AK Parti, CHP seçmenini de o kadar iyi analiz ediyor ki, sosyal medyada CHP'lilerin de kafasını karıştırabilecek, arada ikilik çıkartabilecek içerikleri de çok rahat üretebiliyor. Aday belirleme döneminde gördük.
2-Yukardaki konuya örnek. CHP Z kuşağı mutsuz dedi. Özellikle iç Anadolu ve karatenizdeki gençlerden oy çıkacağını umut etti. Ama o vaatlerin orada karşılığı yok. Yani iç Anadolu’daki Karadeniz’deki gençlerin çoğunun zaten ev ihtiyacı yok, aile evindeler. Evleneceği zaman da babadan, dededen bir ev kalıyor ya da arsa. Şehirdeki üniversite mezunu beyaz yakalı gençler gibi iş ve kariyer kaygıları yok. Çoğu bir zanaat ya da esnaflık öğrenip kendini döndürse yetiyor. Barınma vb derdi olmadığı için asgari ücret bile kazansa zaten ucuz bir Anadolu şehrinde kendini döndürüyor. hatta para harcayacak daha az yer olduğundan, şehirdekine göre daha kolay araba, mal, telefon, ev alıyor. Ya da taşradaki bu gençlerin birçoğunun şehirli z kuşağı gibi yurtdışına kaçma hayali yok. Sen şimdi bu adama rahat ev alacaksın dersen, zaten evim var diyor. Yurtdışına gitmene gerek kalmayacak deyince, zaten öyle bi niyetim yok diyor:)
3-Bir diğer örnek. İstanbul sözleşmesi... Tamam CHP seçmeni yani seküler, şehirli, özellikle beyaz yakalı, kadın seçmende karşılığı olabilir. Ama Türkiye'de kadınların %60'a yakını hayatı boyunca kendi başına hiç para kazanmamış. Yani hayattaki ekonomik geçim kaynağı, babasından, kocasından, erkek kardeşinden gelen para. Piyasayı bilmiyor. Evin erkekleri başarılıysa para geliyor, yoksa gelmiyor onun için. Haliyle "kendi ayakları üstünde duracaksın, kadın erkek arasında gelir adaletsizliği kalmayacak gibi vaatlerin burada hiç karşılığı yok. Hatta İstanbul sözleşmesinin hiç yok. Kadın zaten erkek egemen bir dünyada yaşıyor ve mutlu. Sen üstüne bir de ona radikal geliyorsun. Sen sadece twitter'da social listening yaparsan bütün Türkiye "İstanbul sözleşmesi" konuşuyor sanırsın. Bütün Türkiye’yi kapı kapı dolaşırsan Türkiye'de birçok kadın için "çeyiz parası biriktirmenin" İstanbul sözleşmesinden daha önemli olduğunu görürsün. O zaman işte AK Parti evlenen gençlere çeyiz parası dağıtırken Bartın mitinginde İstanbul sözleşmesi muhabbeti yapmazsın.
4-AK Parti herkesi mutlu edemeyeceğinin farkında. birine yarandığında diğerini kaybedeceğini biliyor. O yüzden belli seçmen gruplarını görmezden gelmekten çekinmiyor. Tarihine bakın. Başta liberal sosyal demokratlara oynadılar. AB dediler, askeri vesayet dediler. O arada muhafazakar milliyetçi seçmeni çok takmadılar çünkü onlar zaten default bizde dediler. Sonra Kürtlere oynadılar bir dönem. Milliyetçileri direkt ignore ettiler. Çünkü o dönem oy potansiyeli oradaydı. Sonra muhafazakar dindar Kürtleri tutup, solcu Kürtleri boş vermeye karar verdiler ve milliyetçi devletçi kitleye tutundular. YSP seçmeni bundan rahatsız oldu ama dindar Kürtler için temel ihtiyaçlarını karşılayıp, dini vecibelerini yerine getirmek yeterliydi. Hatta orada ümmetçilik onlar için daha önemli. Zaten seküler kesimi hiç iplemiyor AK Parti. Onları mutlu etme derdi de yok. Zaten orayı mutlu etse muhafazakarı kaçıracak. nasılsa oradan oy yok. o yüzden ellemiyor. AKP bir tarafa oynuyorsa karşıt görüşün gideceğini biliyor. O yüzden kime oynayacağını seçiyor kimden vazgeçeceğini de. Bak yarın seküler kesimde çok oy görsün muhafazakar kesimi feda eder seküler kesime oynar. Şimdi CHP de yapıyor bunu yalan yok. Ama CHP herkese aynı anda oynuyor. O da ters tepiyor. AKP de tabii bunu çok suiistimal ediyor, CHP'nin attığı pasları çok iyi gole çeviriyor.
5-AKP'nin core seçmen kitlesi aslında CHP'nin yıllarca görmezden geldiği, hatta çoğu zaman hor gördüğü kesim. AK Parti de aslında o kitlenin dip dalgasının eseri. Acı gerçek bu. CHP şehirli seküler kesimin partisiydi yıllarca ama bu sınıfın dışında kalanların ihtiyaçlarını görmezden geliyor hatta onları uzak tutuyordu özellikle belediyecilikte. Zaten sıradan vatandaşın partilerin faaliyetleriyle en çok karşılaştığı yer belediye ve altyapı hizmetleri. Diğer siyasi dertler vatandaşın birincil konusu değil. CHP belediyeleri merkezi yerlerde iyi hizmet verirken büyük şehirlerde varoş mahalleleri hiç iplemedi. Kırsalı ve taşrayı umursamadı. AKP belediyelerden büyüdü. Mesela İstanbul’da yolu yapılmamış, su, doğalgaz, elektrik olmayan yerlere yol yapar, bu altyapıları çekersen bu adam "bizi insan yerine koyan parti" der sana. Otobüs bile gitmeyen yere otobüs hattı koyarsan adam seni sırtında taşır. Özellikle cenaze hizmetlerini adam etmeleri bile çok oy topladı bu seçmen grubunda. Çünkü bunlar hakikaten önemli hizmetler. Cenaze o kadar önemli bi detay ki! İnsan zor gününde yanında olanı unutmaz. Özellikle de ihmal edilen mahallelerde. Sen bu adama bu hizmeti verdin mi iki yerde kazanırsın. Çünkü daha alt gelir grubundaki mahallelerde yaşayanların bir ayağı da kırsalda. Adamın memleketle bağı aktiftir ve köyüne, kasabasına, memleketine gittiği zaman AK Parti'nin membağını oluşturan Refah ve saadet partilerinin belediye hizmetlerini öve öve bitiremeyecek. Al sana reklam.
6-Çoğu AK Parti seçmeni özellikle alt gelir grubu Tayyip Erdoğan'a karşı minnet borcu hissediyor. Oturun tepeden bakmadan biraz sohbet edin, dinleyin. Özellikle yaşı büyük olanlar. Konu döner dolaşır "bizi adam yerine koydu, muhatta aldı" noktasına gelir. Ben çocukluktan hatırlıyorum, İstanbul’da çöp toplanması bir olaydı. Ne zamanki çöpler her gün toplanır oldu her semtte, insanlar bu partiye sempati besledi. Bakmayın ufak detaylar ama çok etkili seçmende. Ve AK Parti belediyeleri genelde bu hizmetlerde aksamalara tahammül göstermiyor. Yani bir hizmette aksama olsun, insanlar gidip şikayet edince hemen düzeltiliyor. Seçmen de "bak beni dinlediler" hissiyle ayrılıyor. İBB'de Tayyip Erdoğan dönemindeki beyaz masalar çok oy getirdi çok. Dikkat edin, bugünkü Cimer, beyaz Masa’nın cumhurbaşkanlığı versiyonu. Çok basit ama insanlar, Cimer’i arayıp, şikayetlerinin işleme alındığını görünce "devlet bizi ciddiye alıyor, dinliyor" diye iyi hissediyorlar.
7-Sosyal hayat. daha önceleri AK Parti'nin göre seçmen kitlesi yani kırsal kökenli şehire adapte olmaya çalışan kesim şehirde sosyal anlamda çok dışarda kalıyordu. Özellikle 90'larda refah belediyeleri döneminde bu mahallelere aşırı sosyal alanlar kuruldu. Bu kesim şehir hayatına çekildi. Belturlar mesela. Yani ortalama altı geliri olan bir aile için boğaz manzaralı bir restorana gidip kahvaltı etmek hayal ve lükstü. Belturlar şaka gibi gelecek size ama bu insanlara ciddi bir sosyalleşme imkanı sundu. Bugün herhangi bir Beltur'a gidin bakın İstanbul'da. Hafta sonu ailesiyle rahat rahat vakit geçiren kitleye bakın. Çoğu dar gelirli Akp seçmeni. Yine 90'larda hatırlıyorum her dar gelirli semte devasa spor kompleksleri yapıldı İBB eliyle. İBB'nin büyük spor tesislerinin çoğu bugün CHP seçmeninin beğenmediği bölgelerde. Buralarda gençlere bedava spor imkanı verildi. Aileler bu işi takdir etti çünkü cidden birçok genci "serseri" olmak yerine spora yönlendirdiği için. Özellikle buralarda yetişen ciddi bir tekvando, kickbox ekolü oldu. Çok ufak detaylar saçma alakasız şeyler gibi gelebilir ama hakikaten bu kadar ufak detaylarla büyüdü AK Parti. Mesela o spor tesislerinden çok olimpik sporcu yetişti. Türkiye'nin olimpiyatlarda tekvando, boks, güreş gibi alanlarda 2000'lerde baskın olmasında buraların emeği vardır. Çocuklar sokakta sürtmesin diye aileler buralara yolladı.
7-Sosyal yardımlar. AK Parti belediyeleri daha dar gelirli mahalleleri iyi tanıyor. Buralardan çok yardım akıttılar insanlara. kışın kömür yardımları, gıda yardımları, evde hasta bakım hizmetleri...
8-Özetle AK Parti seçmeni hakikaten çok iyi dinliyor, işine yarayacak seçmen gruplarını analiz edip, o kitlenin isteklerine göre konuşuyor. CHP ise kendi kafasındaki seçmen profillerine göre konuşuyor. Seçmende karşılık bulamayınca da seçmenle inatlaşıyor hatta "cahil, koyun, siz kötü yönetilmeye layıksınız, oyunuzu sattınız" gibi bir kafaya giriyor. AK Parti seçmeni AK Parti'ye özellikle Erdoğan'a minnet duyuyor her şeye rağmen. Çünkü 90'lara kadar muhatabı olmayan bir kitle "insan yerine konduk" hissiyatında.
9-Tayyip Erdoğan hiçbir zaman diyemeyiz ama çoğu zaman seçmeninin istemediği bir hamle yapmadı. Hatta seçmende karşılık bulamayan adamlarını arada geri plana çekti. CHP ise her şeyi seçmenine rağmen yapıyor. Biz kime oy verin dersek ona oy verirsiniz tavrı malum. Tayyip Erdoğan daha otoriter görünmesine rağmen kendi seçmeniyle inatlaşmıyor. Rakip seçmenle inatlaşıyor ama AKP seçmeniyle inatlaşmadı hiç. CHP'de ise seçmene rağmen her şey... İstanbul 1. bölge CHP adayları ilk sıralarda CHP'lilerin hiç hazzetmediği isimler vardı. Çünkü nasılsa oy vereceksiniz beklentisiyle onlar konmuş oraya. Partili olan çoğu insan istemeye istemeye oy verdik diyor. AK Partide böyle şeyler daha az yaşanıyor. Haliyle insanlar daha kolay benimsiyor Erdoğan'ı. Çünkü bir şekilde seçmenini dinleyen bir lider gibi davranıyor.
10-CHP ekonomik krizin kırsalda da etkili olduğuna çok inandı. Ama kırsal aslında şehir kadar etkilenmedi bu durumdan. AKP bunun farkında, onları da sosyal yardımlarla vb kapattı. O yüzden CHP'nin vaatleri havada kaldı.
SON OLARAK OY DAĞILIMI
1-Burası çok karışık ve aşırı değişken var. Ama özetle şunu diyelim. Türkiye'de her seçimi merkez sağ belirler. AKP bunu çok iyi biliyor ve merkez sağı ürkütmüyor. Yani liberal oluyor, AB yanlısı oluyor, aşırı dindar oluyor, askerci oluyor, çözüm süreci diyor, sonra tam tersi terörle mücadele diyor... Bunları yaparken hep merkez sağ bakış açısıyla gidiyor. Mesela açılım sürecini "Askerimiz ölmesin, anneler ağlamasın" diye anlattı herkese. Liberal oluyor ama bunu yine sağ bakış açısıyla anlatıyor. Atıyorum "başını örtmek isteyen örter, dinini yaşamak isteyen yaşar, örtmek istemeyen örtmez. Ya da liberaliz ama LGBT kırmızı çizgimiz aile düzenini bozmayız" diye konuyu muhafazakar eksenden alıyor. CHP ise merkez sağın sinir uçlarına sanki bile isteye basacak şekilde hareket ediyor. Yani CHP de liberal oluyor merkez sağın istemeyeceği yerden giriyor konuya. Terörü barışçıl yoldan bitirelim diyor ama konuya anadilde eğitimden girince ters tepiyor. Bir de Ak Parti ne yaparsa yapsın "hep iyi niyetle yola çıktık" algısını iyi oturtuyor. Atıyorum çözüm sürecinde niyetimiz iyiydi, bizi kandırdılar yoksa ne güzel barış olacaktı diyor. Ekonomi konusunda ben bağımsız ekonomi için uğraşıyorum, dolar hegemonyasını kırmaya çalışıyorum ama dış güçler müsaade etmiyor operasyon çekiyor diyor. Ve bunu da seçmen satın alıyor. Nedenini bilmiyorum ama, CHP bu konuda ikna edici olamıyor. Merkez sağ yanında olmayınca. Çünkü merkez sağ ülkede milliyetçi ve devletçi kanadı temsil ediyor, yaptığın vatan için yapıyor gibi durmuyor. Sen merkez sağı yanına alıp Kürt açılımı yapınca bu farklı görülüyor, direkt tek başına Kürtlerle muhatap olunca bu başka algılanıyor.
Bu ülkede sosyal demokratım diyen Ecevit bile defalarca bu seçmen grubundan oy aldı. Nasıl aldı? İktidar olmak için milliyetçi ve devletçi kitleye oynadı.
2-Oy dağılımını etkileyen en önemli konu liderlik vasfı. bununla çok dalga geçildi. Ama dün gece Kılıçdaroğlu zaten bir türlü ikna edemediği 6'lı masayı bir arada tutmakta zorlanırken, Erdoğan kitlesine şarkılar söylüyordu. Üstelik ortada kesinleşmiş bir zaferde yoktu. Liderlik dediğin şey insanları kendine inandırabilmektir. İnsanları sonuna kadar yanında olmaya ikna etmektir. Başaracağından emin olmak ve irade ortaya koyabilmektir. Bak Ecevit de sakin liderdi, ama bir mitingini izleyin Ecevit'in. Kitleyi nasıl yönetiyor bakın. Kibar bir adamdı o da şairdi yahu. ama millet Ecevit'i lider görüyordu. Çünkü Ecevit her şekilde irade koyacağını gösteriyordu. Adam Kıbrıs harekatını yapmış ABD'ye rağmen. Kaç tane suikast atlatmış geri basmamış. AKP'ye çok yaradı o iş ama, meclise türbanla giremezsin deyip, gerçekten de Merve Kavakçıyı meclise sokturtmamış bir adam. Ecevit'in ardından ölüme koşacak milyonlar vardı 70'lerde ülkede. Karaoğlan diyorlar adama. Kılıçdaroğlu bu değil. Çünkü kibar ama mesele kibarlık değil irade gösteremiyor. Yahu seçim günü kitlesine evde oturun diyen lider mi olur? Şunu yaparsın, herkesi CHP merkezine bekliyoruz. Taşkınlık olmasın, sokaklarda olay çıkmasın ama gelin burada hep beraber olalım dersin. Bak AKP'nin önü fuldü. CHP seçmeni Kılıçdar yüzünden evde oturdu. Liderlik bu tarz durumlarda kitlenin umutlarını yüksek tutmaktır.