Evet bugün 14 Şubat sevgililer günü..
Sevenlerin güzel bir mesaj, telefon ve hediye beklediği bir gün..
Bozuk yollarında güller değil, karların açtığı Ardahan'da -20°leri geçen soğuklarda kalbi ısıtacak, heyecanlandıracak olan taze, kırmızı güzel kokulu gül beklenen bir gün..
Evet, bugün 14 Şubat..
Göle'de de aranacak denen altınların arandığı Erzincan'da siyanürlü barajın 9 canı sevgililerinden, sevdiklerinden kopardığı bir gün..
Ne anlama gelir ki sevginin, sevgilinin olmadığı bir gün ..
Bilmem ama bugüne yönelik bir yazı yazmak istediysem de, çekip,
giden sevgililer üzüldüğümü anlar ve acı çektiğimi hissedip, 'Oh oldu' diyerek mutlu olmasınlar diye yazmaktan vazgeçtim ..
Çünkü şairin dediği gibi sevgililer günü sevgilisiz olmuyor be gülüm ..
Yalnızlık ..
İnsan kendisini ne zaman yalnız hisseder, sevgilinin öptükten sonra, kokusunu bıraktıktan sonra çekip gittiği anda mı, yoksa seviyor diye yıllarca öptüğünün sevilmediğini anladığı anda mı?..
Özlemek..
Peki ya bunu bile bile niye işkence çeker, çekip gidenler ve sonra niye dönüp en azından sesini duymak için ararlar, telefonları kırarlar ..
Demezler mi ki sevginin en güzelini bulmuşken bırakıp, gidenler biz olduk diye ..
Hayır ..
Aslında sempatikçe yaklaşıp, sevmiş olduklarından mı yoksa ..
Kim bilir belki de yeni arayışlara çıktıkları için mi ..
Bilmiyorum ama ben bugün çekip gidenlerin sevinip, 'unutmamış' dememeleri için sevgililer günü ile ilgili yazı yazmayacağım..
Çünkü benim sevgilim, eşim, işim, aşım..
Ve kırmızı gül değil onca tatlı, kırmızı kirazları yemek..