Almanya, ABD ve İngiltere üniversitelerinde yapılan bilimsel araştırmalarda güneşten elektrik enerjisi üretilirken, her panelin çevre dostu olmadığını, içinde kanser yapabilen ağır metaller, az ya da olmayanların seçimine özen gösterilmesi gerektiğini gösterirken yok olma ile baş başa bulunan Kafkas Arısının Gen Merkezi'nin yanı başında bulunduğu Ardahan ovasının ortasına, panellerinin içinde kansere neden olan ve zehirli tetra klorürün kullanıldığı, kristal olan GES'in etkisi de tartışılmaya açıldı.
Ardahan'ın simgesi konumunda olan Kura Nehri'nin yanı sıra Posof Çayı üzerine yapılan HES'lerin başta balık türlerinin yok olmasına, bu nehrin sularıyla hayat bulan binbir çiçeğin solmasına neden olduğu Ardahan'da, Ardahan Ovasının ortasına yapılan içinde kanser yapabilen ağır metaller içerdiği ve panellerinde kullanılan kristal silikonun içindeki silikon tetra klorürün çok zehirli olduğu, bitki ve hayvanları öldürdüğü, insan sağlığını tehdit ettiği belirtilen bölgedeki iş istihdamına hiç bir katkısı olmayan GES,özel sektöre para kazandırmaktan öte bir şey yapmazken, ovada hayat bulan Kafkas Arısının yok olmasına ve başta kanser olmak üzere insanlar üzerinde olduğu gibi ovadaki meralarda yem ihtiyaçlarını karşılayan hayvanların hastalanmasına neden olduğu öne sürülmektedir.Panellerde kullanılan kristal silikonun içindeki silikon tetra klorürün çok zehirli olduğunu, bitki ve hayvanları öldürdüğünü, insan sağlığını tehdit ettiğini araştırmacılar açıklıyorlar.
Temiz enerji olarak bilinen güneş enerjisinin bu kirli yanıyla ilgili yönetmelikler olmadığından özellikle Çin’de güneş panellerinin üretildiği yerlerde, zehirli kimyasalların toprak ve havadaki tanecikleri, insanların sağlığını tehdit ettiğini araştırmacılar bildiriyorlar.
Kadmiyum telüridli ve kurşunlu güneş panelleri ise başlı başına bir sorun. Bunlar, böbrek ve kemiklerde hasar hatta kanser bile yapabiliyorlar. Araştırmacılar, panellerdeki kimyasallar, parçalanan, kırılan, eskiyen panellerden 5-6 ay içinde yağmurla akıp çevreye ve insana ulaşabileceği gibi, milyonlarca panelin ileride (20 yıl kadar sonra) sökülüp çöpe atıldığında, özellikle çöp ayrımı ve işlemi yapılmayan az gelişmiş ülkelerde büyük sorunlar yaratacağını vurguluyorlar.
Başta kurşun ve kadmiyum olmak üzere panellerindeki zehirli ağır metallerin önlenmesi gerektiğine verilen önemi gösteren Stuttgart Üniversitesi'nde 800.000.- Avro devlet desteğiyle, 2014’ten beri yapılmakta olan bilimsel bir araştırmayla ABD ve İngiltere’deki başka araştırmaların sonuçları da bu yazıda özetle yer alıyor.
Türkiye’de pek bilinmeyen bu konunun ilgililerin dikkatini çekeceğini ve gereken önemin gösterilerek ilgili önlemlerin alınacağını ve yurdumuzun bir de 'Güneş Panelleri Kimyasalları Çöplüğüne' dönüşmeyeceğini umuyoruz.
Bu önemli konuula ilgili yazı ve seminerlerde Almanya ve Türkiye’de elektrik üretiminde güneş enerjisinin önemini ve Türkiye’de de arıtımın gerektiğini vurgulamış, Türkiye yüz ölçümünde metrekareye düşen ortalama kWh (kilowattsaat) güneş enerjisi miktarının yılda Almanya’dakinin iki katı kadar olmasına rağmen, Türkiye’de, Almanya’dakinin sadece 40’ta biri kadar (2017 değeri) güneşten elektrik üretilebildiğini belirtmişti.
Ardahan'ın simgesi konumunda olan Kura Nehri'nin yanı sıra Posof Çayı üzerine yapılan HES'lerin başta balık türlerinin yok olmasına, bu nehrin sularıyla hayat bulan binbir çiçeğin solmasına neden olduğu Ardahan'da, Ardahan Ovasının ortasına yapılan içinde kanser yapabilen ağır metaller içerdiği ve panellerinde kullanılan kristal silikonun içindeki silikon tetra klorürün çok zehirli olduğu, bitki ve hayvanları öldürdüğü, insan sağlığını tehdit ettiği belirtilen bölgedeki iş istihdamına hiç bir katkısı olmayan GES,özel sektöre para kazandırmaktan öte bir şey yapmazken, ovada hayat bulan Kafkas Arısının yok olmasına ve başta kanser olmak üzere insanlar üzerinde olduğu gibi ovadaki meralarda yem ihtiyaçlarını karşılayan hayvanların hastalanmasına neden olduğu öne sürülmektedir.Panellerde kullanılan kristal silikonun içindeki silikon tetra klorürün çok zehirli olduğunu, bitki ve hayvanları öldürdüğünü, insan sağlığını tehdit ettiğini araştırmacılar açıklıyorlar.
Temiz enerji olarak bilinen güneş enerjisinin bu kirli yanıyla ilgili yönetmelikler olmadığından özellikle Çin’de güneş panellerinin üretildiği yerlerde, zehirli kimyasalların toprak ve havadaki tanecikleri, insanların sağlığını tehdit ettiğini araştırmacılar bildiriyorlar.
Kadmiyum telüridli ve kurşunlu güneş panelleri ise başlı başına bir sorun. Bunlar, böbrek ve kemiklerde hasar hatta kanser bile yapabiliyorlar. Araştırmacılar, panellerdeki kimyasallar, parçalanan, kırılan, eskiyen panellerden 5-6 ay içinde yağmurla akıp çevreye ve insana ulaşabileceği gibi, milyonlarca panelin ileride (20 yıl kadar sonra) sökülüp çöpe atıldığında, özellikle çöp ayrımı ve işlemi yapılmayan az gelişmiş ülkelerde büyük sorunlar yaratacağını vurguluyorlar.
Başta kurşun ve kadmiyum olmak üzere panellerindeki zehirli ağır metallerin önlenmesi gerektiğine verilen önemi gösteren Stuttgart Üniversitesi'nde 800.000.- Avro devlet desteğiyle, 2014’ten beri yapılmakta olan bilimsel bir araştırmayla ABD ve İngiltere’deki başka araştırmaların sonuçları da bu yazıda özetle yer alıyor.
Türkiye’de pek bilinmeyen bu konunun ilgililerin dikkatini çekeceğini ve gereken önemin gösterilerek ilgili önlemlerin alınacağını ve yurdumuzun bir de 'Güneş Panelleri Kimyasalları Çöplüğüne' dönüşmeyeceğini umuyoruz.
Bu önemli konuula ilgili yazı ve seminerlerde Almanya ve Türkiye’de elektrik üretiminde güneş enerjisinin önemini ve Türkiye’de de arıtımın gerektiğini vurgulamış, Türkiye yüz ölçümünde metrekareye düşen ortalama kWh (kilowattsaat) güneş enerjisi miktarının yılda Almanya’dakinin iki katı kadar olmasına rağmen, Türkiye’de, Almanya’dakinin sadece 40’ta biri kadar (2017 değeri) güneşten elektrik üretilebildiğini belirtmişti.