Diyanet Birlik-Sen Sendikası’nın “Sözleşmeli Personelimize Şartsız ve Koşulsuz Kadro İstiyoruz” başlıklı açıklamasında; son yıllarda devlet memuru alımlarındaki personel istihdam şeklinin, aynı görevi yapan eşitler arasında kadrolu ve sözleşmeli ayrımına gidilerek sözleşmeli personel aleyhine mağduriyetler yaratıldığı ve geleceklerinin, idarecilerin iki dudağının arasında olduğu iddia edildi.
Sözleşmeli genç hocaların, sözleşmelerinin yenilenmeyebileceği baskısıyla hak etmedikleri muameleye tabi tutuldukları ve en zor şartlarda verimli hizmet yapmalarının beklendiği ifade edilen kamuoyu açıklamasında, özetle şu ifadelere yer verildi:
“Bu hak ihlali ve mağduriyetleri en acı şekilde yaşayanların başında da her türlü şartını tamamlayarak, mülakatlardan başarıyla geçerek kuş uçmaz, kervan göçmez yerlere ataması yapılan Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın en genç, dinamik ama o kadar da hakkı mahrumiyeti içinde görev yapan SÖZLEŞMELİ personelimiz gelmektedir.
2019 yılında Başkanlığı’mızda görev alan 3+1 statüsündeki sözleşmeli personel, 2022 yılı Ağustos ayı itibariyle 3 yılını doldurduğu için kadroya geçirilmiştir. 2014 yılından sonra göreve atanan ve 9 yıldır sözleşmeli olarak çileli bir şekilde görev yapan SÜRESİZ SÖZLEŞMELİ personel ise hala oyalanmaktadır. Süresiz sözleşmelilerin gördüğü üvey evlat muamelesi bir yana, yaşadıkları sıkıntılar dahi göz ardı edilerek siyaset tarafından seçim malzemesi olarak kullanılmaya devam edilmeleri çok acıdır.
Oysaki görev almak için kadrolu personel ile atanma şartları aynı olan sözleşmeli personel de devletin ve çalıştığı kurumun her imkanından ve kadrolu personeline tanıdığı her haktan eşit şekilde faydalanmalı, eşitler arasında ayrım yapılmamalıydı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda kadrolu personel, kurumun açtığı her türlü görevde yükselme, unvan değişikliği, yurtdışı, Hac ve Umre sınavlarına rahatlıkla girebilirken sözleşmeli statüdeki personelin her konuda kapsam dışında tutulması, haklarının bloke edilmesi ve ikinci sınıf personel muamelesi görmesi vicdanları yaralamaktadır.
Bu büyük bir haksızlık ve büyük bir adaletsizliktir. 2014-2018 yılları arasından atanan süresiz sözleşmelilerin yaşadığı bu bilinmezlikten kurtulmanın tek yolu; Ekim ayında açılacak TBMM’de ilk gündem maddesi olarak tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi konusunun karara bağlanmasıdır.
Diyanet Birlik-Sen olarak; Süresiz Sözleşmeliler için 3+1 şeklindeki farklı bir alternatifi kesinlikle kabul etmiyor, doğrudan yürürlük tarihi Ekim 2022 olmak üzere kadroya geçirilmelerini istiyoruz. Artık, söz kalabalığı yapılmadan, SÜRELİ SÜRESİZ demeden TÜM SÖZLEŞMELİLERİN KADROLARI VERİLMELİDİR. Sözleşmeli istihdamı tamamen kaldırılmalı, çalışanlar arasında ayrım yapılmamalıdır.
Son günlerde Hükümet tarafından, sözleşmelilere kadro verilmesine dair verilen sözlerin aksine ikircikli açıklamalarda bulunan siyasetçilerin “Süresiz Sözleşmeli personele, kadrolulara verilene benzer hakların verilmesi” şeklindeki basına yansıyan ifadelerini çok yakışıksız buluyoruz. Diyanet Birlik-Sen olarak yıllardır hakları gasp edilen SÜRESİZ SÖZLEŞMELİLER başta olmak üzere tüm sözleşmeli personele ŞARTSIZ VE KOŞULSUZ KADRO VERİLMESİNİ İSTİYORUZ.
Bu süreçte, Başkanlığımız yetkililerinin; kurumda çalışan sözleşmelilerin bir an önce kadroya geçmeleri ve haklarının iadesi için kurum olarak hükümet nezdinde girişimde bulunmalarını önemli ve anlamlı buluyor, mağdur olan personeli için idarecilerimizin bir kez olsun ellerini taşın altına koymalarını bekliyoruz.”
Sözleşmeli genç hocaların, sözleşmelerinin yenilenmeyebileceği baskısıyla hak etmedikleri muameleye tabi tutuldukları ve en zor şartlarda verimli hizmet yapmalarının beklendiği ifade edilen kamuoyu açıklamasında, özetle şu ifadelere yer verildi:
“Bu hak ihlali ve mağduriyetleri en acı şekilde yaşayanların başında da her türlü şartını tamamlayarak, mülakatlardan başarıyla geçerek kuş uçmaz, kervan göçmez yerlere ataması yapılan Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın en genç, dinamik ama o kadar da hakkı mahrumiyeti içinde görev yapan SÖZLEŞMELİ personelimiz gelmektedir.
2019 yılında Başkanlığı’mızda görev alan 3+1 statüsündeki sözleşmeli personel, 2022 yılı Ağustos ayı itibariyle 3 yılını doldurduğu için kadroya geçirilmiştir. 2014 yılından sonra göreve atanan ve 9 yıldır sözleşmeli olarak çileli bir şekilde görev yapan SÜRESİZ SÖZLEŞMELİ personel ise hala oyalanmaktadır. Süresiz sözleşmelilerin gördüğü üvey evlat muamelesi bir yana, yaşadıkları sıkıntılar dahi göz ardı edilerek siyaset tarafından seçim malzemesi olarak kullanılmaya devam edilmeleri çok acıdır.
Oysaki görev almak için kadrolu personel ile atanma şartları aynı olan sözleşmeli personel de devletin ve çalıştığı kurumun her imkanından ve kadrolu personeline tanıdığı her haktan eşit şekilde faydalanmalı, eşitler arasında ayrım yapılmamalıydı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda kadrolu personel, kurumun açtığı her türlü görevde yükselme, unvan değişikliği, yurtdışı, Hac ve Umre sınavlarına rahatlıkla girebilirken sözleşmeli statüdeki personelin her konuda kapsam dışında tutulması, haklarının bloke edilmesi ve ikinci sınıf personel muamelesi görmesi vicdanları yaralamaktadır.
Bu büyük bir haksızlık ve büyük bir adaletsizliktir. 2014-2018 yılları arasından atanan süresiz sözleşmelilerin yaşadığı bu bilinmezlikten kurtulmanın tek yolu; Ekim ayında açılacak TBMM’de ilk gündem maddesi olarak tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi konusunun karara bağlanmasıdır.
Diyanet Birlik-Sen olarak; Süresiz Sözleşmeliler için 3+1 şeklindeki farklı bir alternatifi kesinlikle kabul etmiyor, doğrudan yürürlük tarihi Ekim 2022 olmak üzere kadroya geçirilmelerini istiyoruz. Artık, söz kalabalığı yapılmadan, SÜRELİ SÜRESİZ demeden TÜM SÖZLEŞMELİLERİN KADROLARI VERİLMELİDİR. Sözleşmeli istihdamı tamamen kaldırılmalı, çalışanlar arasında ayrım yapılmamalıdır.
Son günlerde Hükümet tarafından, sözleşmelilere kadro verilmesine dair verilen sözlerin aksine ikircikli açıklamalarda bulunan siyasetçilerin “Süresiz Sözleşmeli personele, kadrolulara verilene benzer hakların verilmesi” şeklindeki basına yansıyan ifadelerini çok yakışıksız buluyoruz. Diyanet Birlik-Sen olarak yıllardır hakları gasp edilen SÜRESİZ SÖZLEŞMELİLER başta olmak üzere tüm sözleşmeli personele ŞARTSIZ VE KOŞULSUZ KADRO VERİLMESİNİ İSTİYORUZ.
Bu süreçte, Başkanlığımız yetkililerinin; kurumda çalışan sözleşmelilerin bir an önce kadroya geçmeleri ve haklarının iadesi için kurum olarak hükümet nezdinde girişimde bulunmalarını önemli ve anlamlı buluyor, mağdur olan personeli için idarecilerimizin bir kez olsun ellerini taşın altına koymalarını bekliyoruz.”